Nefes aldığımız her an mutlu olabilmek için uğraşırız. Sağlığımız, ailemiz, kariyerimiz, eğitimimiz, sosyalliğimiz, duygusallığımız, cinselliğimiz için arayış içinde oluruz. Bu arayış içindeyken bazen zorluklarla karşılaşırız. Zorluklar bazen bizi demoralize edebilir hatta tüm arzumuzu, performansımızı, motivasyonumuzu düşürebilir. Bu düşen performansımız maddi ve manevi birçok şeyi bizden götürebilir. Bu anlarda bir dost ararız. Yanımızdaki bazı kişiler belki iyi bir dost olabilir ama yaşadığımız önemli konularda maalesef istese de objektif olamaz. Çünkü onlar arkadaş, sevgili, dost veya ailemizdir. Yani bu kişilerin bulundukları konum dolayısıyla isteseler de bizim yaptığımız veya maruz kaldığımız olaylarda bizi yargılamadan, nasihat vermeden dinleyemezler.
Bunun için profesyonel kişiler var.
Uzman psikologlar/Aile danışmanları/Pedagoglar/Psikoterapistleri yetkinlik ve deneyimlerine göre analiz edip bire bir görüşüp siz değerli danışanlarımızla buluşturuyoruz. Çünkü biliyoruz ki; şimdiye kadar birçok zorlukları yendik bunu da yenebiliriz yeter ki bizi yargılamadan, nasihat vermenden doğru algılayan kişilerle zamanında görüşebilelim.
Karşılaştığımız veya maruz kaldığımız problemleri en sevdiklerimize/güvendiklerimize anlatsak olmaz mı?
Anlatmak bir rahatlama yöntemidir ama bir terapi yöntemi değildir. Öyle olsaydı şimdiye kadar yaşamımızda bir çok yaşadığımız durumu en sevdiklerimize anlattık ama onun karşılığında istediğimiz değişim ve gelişimi yakalayamadık. Ayrıca en sevdiğimiz kişiler bizim bu yaşadığımız veya şahit olduğumuz durumu anlamakta zorlanabilirler. Çünkü onların da kendilerine ait yaşam felsefeleri, önyargıları, tabuları, siyasi, dinsel, kültürel, cinsel olguları olduğundan bizim anlatacağımız her şey bu filtrelere takılarak onların yüreğine ve aklına ulaşacaktır. Onlardan gelen tüm öneri ve tavsiyeler ya bizi koruma isteği ile yasaklayıcı, vazgeçirici veya yargılayıcı olacak ya da bizim hakkımızda ister istemez bir önyargıda bulunacaklardır. Bu duygu ve düşünceleri duyduğumuzda/ hissettiğimizde; ya maruz kaldığımız- yaptığımız-yaşamak zorunda kaldığımız şeyin yanlışlığın altında kalacağız ya da bizim hakkımızda yanlış düşünmesin diye susmaya veya farklı tepkiler vermeye devam edeceğiz.
Yaşadığımız
sorunları yalnızca anlatınca da çözümsel olarak rahatlayamıyoruz. Çünkü
dinlenilmek kısa vadede bizi rahatlatabiliyor ama orta ve uzun vadede
yaşadığımız sorunlar maalesef çözülemiyor. Bunu en iyi bizler, kısa ve uzun
vadede geçmişimize baktığımızda daha iyi anlıyoruz aslında.
Şu anda derdimizi anlattığımız sevdiğimiz kişi ile yarın iletişimimizin farklı sebeplerden dolayı şu andaki gibi güçlü olmayabilir. Bu durumda ona anlattığınız şey ile ilgili tedirginlik yaşayabiliriz.
Tüm
bu sebeplerden dolayı bağımsız düşünebilen, etik kuralları yaşam biçimi haline
getiren, yaşadığımız sorunlarla terapist olarak vaka bazında karşılaşmış
deneyimi olan, benim dilimi konuşan terapistler ile iletişimde olmak olumsuz
olguları tekrar tekrar yaşamamamızı sağlayacaktır. Böylelikle daha mutlu
olabilmeyi, daha güçlü olabilmeyi, üretmeyi, başarabilmeyi, gülümsemeyi,
gülümsetmeyi, hayatımızdaki değerli olan şeylerin farkına daha çok varmayı,
korumayı ve onu kucaklamamızı sağlayacaktır.