“Gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.” Bu yolculukta bizler de uluslararası ve uzman kadromuzla sizlere eşlik etmek, destek vermek için Anka kuşumuz ile sizlerin yanınızdayız.

Anka kuşu yeniden doğuşun, yaratıcı enerjinin dönüşüm ve yenilenmenin, sembolü. Terapi ve danışmanlıkta hepimizin karşılaştığı veya karşılaşacağı zorluklara karşı yeniden güçlü bir enerji ile hayallerimize sarılabilmeyi gösteriyor.

Anka, Simurg veya bir diğer ismiyle Zümrüd-ü Anka birçok gelenekte yer alan efsanevi, ölümsüz kuş. Eski Yunan mitolojisinde “Phoenix”, İran tradisyonunda “Simurg”, Çin’de “Tanniao” ve kimi kültürlerde “Homa” ya da “Rokh” Türklerde Anka Kuşu veya Tuğrul Kuşu adını alır. Eski Mısır'da efsaneye göre bu kuş çok parlak bir dönemi bildirmek ve yeni bir dönemi açmak için öbür dünyadan gelir.

İsimlerimiz değişse de hep bir şeyi isteriz ve ararız. DOĞRU ANLAŞILMAK ve kendimizi doğru ANLATABİLMEK.

Anka; gücü, saf olmayı, kendini yaşarken yaratmayı, olgunlaşmayı, erdemliliği, sadakati, zarafeti, hakkaniyeti temsil eder. O; erişilmezlik, yücelik ve olağanüstülük gibi özellikleri simgeler. Anka, birçok kültürde yer alan evrensel nitelikli ölümsüz mitolojik kuştur.

Anka kuşunun bu mistik tarihsel anlamları her birimize bir ışık olması dileğiyle.

Gelelim Anka Kuşu efsanesine:

“Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan ve Kaf Dağı’nda yaşayan Simurg, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. Ama içlerinden onu gören olmamış. Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.

Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce ‘Aşk Denizi’nden geçmişler sonra ‘Ayrılık Vadisi’nden’ uçmuşlar. ‘Hırs Ovası’nı aşıp, ‘Kıskançlık Gölü’ne’ sapmışlar. Kuşların kimisi ‘Aşk Denizi’ne’ dalmış, kimisi ‘Ayrılık Vadisi’nde’ kopmuş sürüden. Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle.

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal yükseklerdeki krallığını bırakamamış, Baykuş yıkıntılarını; Balıkçıl kuşu bataklığını özlemiş…

Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi ‘Şaşkınlık’ ve sonuncusu Yedinci Vadi olan ‘Yok Oluş Vadisi’nde’ bütün kuşlar umutlarını yitirmiş. Kaf Dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış. Simurg’un yuvasını bulunca öğrenmişler ki ‘Simurg – otuz kuş’ demekmiş. Onların her biri birer Simurg’muş. 30 kuş anlar ki aradıkları kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.

Bu nedenle her biriniz bizim için bir Anka kuşusunuz. Çünkü kendiniz ile ilgili değişimi fark edip başkalarını değiştirmekten önce kendi iç barışınız, huzurunuz ve mutluluğunuz için somut bir adım atarak terapi ve danışmanlık alıyorsunuz. Bu çok değerli bir adım. Bu yüzden bizlerde siz değerli Anka kuşları için terapistlerimizi büyük bir titizlikle ve yazılı, sözlü görüşmelerden geçirerek sizlerle buluşturuyoruz. Anadilde terapi ve danışmanlık vererek kendinizde yaptığınız yolculukta siz anka kuşlarına eşlik ediyoruz. 

Hep birlikte, yeniden ve daha mutlu yarınlara.